üst menü linkler

Sarı zemin içindeki bağlantı veya açılan küçük pencereler ile diğer yazılara geçebilirsiniz.

Güney Macaristan



Güney Macaristan
Budapeşte'den itibaren 4 kişi olarak pedallamaya başladık. Meryem'in kondisyon durumunu bilmediğim için ilk günden fazla zorlamayalım diye kısa bir rota planladım. Meğerse Meryem'in kondisyonu bizden daha iyi imiş. Antakya dağlarında bu tur için çok sıkı çalışmış.

Selahattin'in kondisyonu konusunda şüphemiz yoktu ve 4 kişi pedalladığımız sürelerde grubun lokomotifi olarak hep en önden giderek  ortalama hızımızı 15km den 20km ye çıkarttı.

Bize göre daha uzun boylu, cüsseli olması ve bizden daha kuvvetli pedal basması nedeni ile tam takip edilecek ideal tur arkadaşı. ( Bilmeyenler için not : saatte 25-30km süratle öndeki bisikletliyi takip edenler hava direncinden elde ettikleri kazançla %20-30 daha az efor sarf ederler.)

Birinci gün yeni gelenleri birdenbire yormamak için nehir kenarında keyifli mola sayısını artırdım.



Yol üzerindeki köprülerin birinden geçerken

Tuna nehrinin yan kanalları kürek sporlarına çok uygun. Macar halkı da bu imkanı layığı ile değerlendiriyor. Kanal kenarlarında suya girmek yasaktır levhaları yok. Aksine teşvik ediyorlar.

Antrenör eşliğinde kano ile antrenman yapanlar :




4 bisikletli olarak olarak 1.gün rahat bir sürüş sonrası, Budapeştenin Tuna kenarı sayfiye bölgesi olan Rackeve civarında nehir kenarında, masası olan, çimenler üzerinde çadır kurmaya müsait bir yerde ilk çadırımızı kurduk. Hatta hamağımı asabileceğim ağaçlar bile mevcuttu.



İlk kamp yerimizde eşim Belgin'de aramızda idi.



Rackeve Tuna ya paralel tali kanallardan birinin üzerinde.
Kanal boyu lüks yazlıklar ile beraber muhteşem fotoğraflık görüntüler vardı.





Eurovelo levhalarının yönlendirdiği trafik açısından güvenli yollardan devam ederken, bazen  tamamen toprak yollardan geçtik.  Kısa süreli bir sürüşte bu yollar iyi gibi görünse de uzun vadede yoldaki çukurlar nedeni ile 6-7 km üzerinde hızla gidememek, zeminin düz olmaması nedeni ile yüklü bisiklet ile devamlı sarsılmak, sele üzerinde geçen zamanın artması gibi faktörler nedeni ile pek hoşumuza gitmiyordu.

Sarsıntılı yol tipi

İdeal yol tanımına oldukça uygun

Görsellik mükemmel, güvenlik mükemmel, yol kalitesi fena değil.

2.gün akşamüstü plana uygun olarak Szelidi gölüne vardık. Göl kenarında çadır kurmaya uygun bir alan keşfi yapıp, gölde yüzen Macar halkını izledik. 3-4 metreden dibi görebildiğim berrak deniz suyunda girmeye alışık biri olarak, 5 cm den daha derini görünmeyen göl suyuna girmek hiç cazip görünmese de , tüm gün sıcakta pedal basmanın verdiği rahatsızlıkla, göl suyuna girdim. Suya girmek her zaman ferahlatsa da göl suyunun bulanıklığı zeminin çamur olması gibi tiksinç nedenler ile 3 dakika dayanıp çıktım.😊

Szelidi Gölü





Saat 12:00 -14:00 aralığında ve 17:00-19:00 aralıklarında günde iki bira molamıza tabii ki devam ettik. Selahattin ve Meryem alkolü azda olsa bu tür içeceklere alışkın değiller, Meryem kahve içmeyi tercih ederken, Selahattin bize uymaya çalıştı. Bir şişe bira Selahattin'in çakırkeyif olması için yeterli.😊

Macar halkında İngilizce konuşan oldukça az, arkadaki arkadaş, Tuna nehri üzerindeki nehir gemilerindeki kaptanlardan biri. İşi gereği İngilizcesi vardı.


Budapeşte sonrası 3.günümüzde hedefimiz Baja şehri ve buradaki Petöfi adası.

Deniz olmayan yerde adanın ne işi var diye sorabilirsiniz. Tuna nehri üzerinde sayısız miktarda ada, ve adacık mevcut.  Kimilerinin üzerinde yerleşim yerleri, kimilerinde parklar mevcut.

Petöfi adasında da, ücretsiz çadır kurmaya izin verilen alana yerleştik, sivrisineklere karşı sıvılarımızı sürdük ve ardından dinlenme ve keyif. Hamak keyfi olmazsa olmazlardan.

Çadır kurduğumuz mekanın görüntüsü




60 yaş üstü gençlik ekip ruhunu geliştirerek, yarışlara hazırlanıyor.  Bizim hizamızda bir kaç defa sıfırdan kalkış çalışması yaptılar.




Önümüzdeki kanalda çalışma yapana kayakçılar (kano)




Budapeşte sonrası 4.gün. Hedefimiz Sırbistan sınırını geçtikten sonraki ilk şehir olan Sombor. Eurovelo yolundan çıkış yaptık. Eurovelo yolu Tunaya yakın paralel gitmekte. Fakat bu yolun bir kısmı Hırvatistan bir kısmı Sırbistan içinden geçiyor. Yugoslavya bölündükten sonra Tuna nehri Hırvatistan ve Sırbistan arasında doğal sınır olarak kalmış. Fakat zaman içerisinde Tuna yatak değiştirdikçe neresi Hırvatistan neresi Sırbistan karışmış. Halen iki ülke bu sınırların kendi içerisinde olduğunu iddia etmekte ve çözüme kavuşmamış. Pasaportlarımızı eskitmemek ve sınırı kapılarında yaşadığımız itibarsızlığı göz önüne alarak, Tuna'dan uzaklaşıp direk Sombor'a ulaşmayı planladık.

Yol üzerinde meşhur Mohaç meydan muharebesinin olduğu Mohaç kasabasının yakınından geçerken, yoldan çıkış ve tekrar geri dönüş yaparak Kasabayı ziyaret etmek istedik. Feribot ile geçiliyordu ve bisikletliden alınan ücretin oldukça yüksek olması nedeni ile karşıdan Mohaç'a bakıp, bilet parasından daha ucuza yakındaki kafede biralarımızı yudumlamayı tercih ettik.








Sınıra yaklaştıkça Macaristan'da olduğumuz sürece hiç görmediğimiz Macar polislerini her 100 metrede bir görmeye başladık. Mültecilerin Sırbistan'dan  geçiş noktası olduğu için önlem almışlardı.

Güney Macaristan izlenim ve fotoların sonu....................




Aşağıdaki bağlantılardan diğer yazılara geçebilirsiniz.


Önsöz

Turla ilgili aklıma ilk gelenler

Günlük yol haritaları

Avusturya & Slovakya

Batı Macaristan

Budapeşte

Sırbistan

Romanya

Romanya Urluia Köyü

Bulgaristan


Farklı dönemdeki gezilerim için :